Sayfalar

19 Kasım 2012 Pazartesi

Barack Obama Barışı Nasıl Sağlar?

   Dün (19 Kasım 2012) New York Times Gazetesi'nde Dan Raviv ve Yossi Melman imzalı bir yazı yayınlandı. İsimlerinden İsrailli oldukları hissediliyor. Yazıdan bazı ilginç kesitleri paylaşmak istiyorum
   Makale, 4 yıl önce İsrail'in Gazze'yi işgali ve neticede 1300 Filistinli ile 13 İsrailli'nin öldüğünde, Amerika'nın çözüm için katkı sağlamadığından şikayetle başlıyor. George W. Bush'tan "lamest of lame ducks"   diye bahsediyor. (Yani topal ördeklerin en topalı) Aynı şekilde Barack Obama'nın da göreve başlamış olmasına rağmen, iç meselelerle çok meşgul olmasından dolayı olumlu bir katkısı olmadığı söyleniyor. 
   Şimdi, seçim kazanmış ve dolayısı ile eli güçlenmiş Obama'nın, üç liderden faydalanması gerektiği öne sürülmüş. Bunlardan birisi Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, diğeri Recep Tayyip Erdoğan, diğeri de İsrail Başbakanı Benjamin Netenyahu.
    Yaşanan son olaylardan sonra (Arap Baharı Ayaklanması) Mısır'ın turizm gelirlerinin bir hayli azalması neticesinde Amerika'nın bu ülkeye milyarlarca dolar yardım ettiği, şimdi de bunun karşılığı olarak Mursi'nn çözümde aktif rol oynaması gerektiği belirtiliyor. (Amerikan gazetelerinin açık sözlülüğünü seviyorum. İngiliz gazeteleri böyle değil sanki... ) Dahası, Amerika'nın, Mısır'a yardımları kesme tehdidini kullanarak, Mursi'nin Müslüman Kardeşler'i çözüm için kullanmaya zorlaması gerektiğini söylemişler."Amerika, eğer Mursi roket atan Gazze Rejimi'ne dost kalırsa, bunun pasif bir izleyicisi olmamalı" deniyor.
    Bu makalenin yazarlarının, barış için Amerika'nın parasına güvendikleri anlaşılıyor.
    Makaleyi okudukça ilginç bulduklarımı aktarıyorum. Yani henüz tamamını okumuş değilim. Çok merak ediyorum, Bush'a "topal ördek", Mursi'ye "Amerika'nın o kadar parasını yedin, hadi şimdi yardım et!" diyen yazarlar, bizim Başbakan'dan nasıl bir yardım istiyorlar?
   İşte, Amerikan usülü "Lisan-ı Münasip" karşımıza çıkıyor burada: "Bu, Mısır'ın, Amerika'yı etkilemesi için bir şanstır. Mursi, ülkesini Amerikan sponsorlu Hüsnü Mübarek gibi yönetmek zorunda değil, ancak Washington'la birlikte çalışmanın,  bölgenin lider ülkesi olmada tek yol olduğu Mısır'a dayatılmalıdır"
   Yani Hüsnü Mübarek Amerika'nın sponsorluğunda ülke yönetmiş kötü adam, Mursi ise Amerikan yardımları kesilmesin diye Filistin sorununda kilit rol oynayacak iyi adam... Laf oyunları ne kadar ilginç!...
    Sıra geldi Recep Tayyip Erdoğan'a... Aslında sürpriz yok, yine bölgede lider olma meselesi... Yazarlar, Obama'nın, Erdoğan'ın bölgesel lider olma hevesini pompalaması gerektiğini söylüyorlar. Şiddetin sona erdirilmesi amacı ile Türkiye'nin attığı her adımın desteklenmesi gerektiğini, ancak Türkiye'nin, İsrail'i "terörist devlet" olarak ilan edip bu ülkeyle Türkiye arasına mesafe koymuş olmasının bu yolda önemli bir engel olduğunu belirtmişler. Amerika'nın, Türkiye'yi, İsrail ile ilişkileri düzeltmesi yolunda "teşvik etmesi" gerektiği de vurgulanmış. Bu "teşvik" herhalde Obama'nın Erdoğan'ı arayıp "hadi hadi, barışın artık...." demesi gibi bir teşvik olmasa gerek...
   Peki Netenyahu? Obama ona demeliymiş ki, "Bak, eğer İran'ın nükleer programını engellemek, sabote etmek, ya da yok etmek konusunda Amerikan desteğini garantilemek istiyorsan, İsrail-Filistin sorununun Amarika sponsorlu çözümünü kabul edeceksin ve diretmeyeceksin...."
   Aslında uluslararası politika çok karışık değil... Zaafı olanlar, ve bunu kullananlar arasındaki ince cilveleşmelerden ibaret... Peki ölen insanlar? Onlar da önemli tabii. Ama.....
    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder