Bugün (31 Ağustos 2016) biz öğretmenler için yaz tatilinin son günü idi. Zaten ayların mevsimlere göre resmi bölünüşüne baktığımızda, bu tarih yaz mevsiminin de son günü. Yarın "resmen" sonbahar başlıyor ve biz de iki yıldır uygulanan öğretmenlerin mesleki çalışmaları, bir diğer deyişle "seminer" dönemine giriyoruz. Bu yıl araya Kurban Bayramı 'nın girmesi nedeni ile seminer dönemi yalnızca yedi gün sürecek. Bu dönemin en işe yarar tarafı, dersler başlamadan önce yeni eğitim dönemine psikolojik hazırlık olanağı sağlaması. Hangi sınıflarda neler yapılacağı, ders içeriklerinde ne gibi değişiklikler olduğu, ortak sınavlar gibi konularda konuşuyoruz. "Yapılabilse ne kadar iyi olacak" dediğimiz pek çok işi, çeşitli nedenlerle yapamayacağımızı bile bile dile getiriyoruz. Bu konular konuşulurken, kendimizi okul hayatına hazırlıyoruz aslında.
Peki tatil nasıl geçti? Aslında iyi başlamıştı. Bir önceki yıl okullar geç açıldığı için bu yıl geç kapanmıştı. Bu sebepten, kısa bir seminer dönemi sonunda yaz tatiline Ramazan Bayramı eşliğinde girmiştik. Sosyal medyadan takip ettiğimiz kadarı ile, bayramda pek çok arkadaş kendini kızgın kumlardan serin sulara atmıştı bile... Ancak biz tatilde memleketini terk etmeye alışık olmadığımızdan ve en önemlisi de - şu satırları yazarken ancak sonuna yaklaşabildiğimiz ama hala bitmeyen - TEOG tercih döneminin başında olduğumuzdan tatil sitelerinde değil, Istanbul 'un meşhur okullarının internet sitelerinde geziyorduk. Temmuz ayının ortalarına geldiğimizde bu memlekette TEOG 'dan daha önemli bir mesele olmadığına kanaat getirmişken, 15 Temmuz Vakası patlak verdi.
Değerli okuyucu, bu yazıyı daha sonra güncelleyerek 15 Temmuz 'dan bugüne gelmek niyetindeyim. Ama gelemezsem de kusura bakma...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder