Ahmet Haşim'den: "....Ne yazıkki vücudun viranlığı zekanın olgunluk zamanına tesadüf eder. Manasız çocukluk, tatsız gençlik, olgunluk yaşına hazırlanmaktan başka nedir? Zeka -nar, ayva ve portakal gibi - geç renk ve koku bulan bir sonbahar ürünüdür. En az kırk sene güneşte pişmeden bu asil meyve ballanmıyor. Dünyayı idare eden, ilim, fen, iktisat, sanat ve edebiyat akımlarının düzenleyicisi, şakakları beyazlamış kafalardır.Genç bilgin ve genç dahi bir mucizedir ki bazı yerlerde var oluyor.
Ne olacağı belli olmayan yeni doğanlara yer açmak için ölümün her sene, bilhassa baharda, kır saçlara attığı tırpan, kim bilir, tabiata karşı insan zaferini ne kadar geciktirmektedir!..."
Ne olacağı belli olmayan yeni doğanlara yer açmak için ölümün her sene, bilhassa baharda, kır saçlara attığı tırpan, kim bilir, tabiata karşı insan zaferini ne kadar geciktirmektedir!..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder